ERCİŞ’TE İNCİ KEFALİ ‘’ SEYRİNE DOYUM OLMUYOR’’

‘’SEYRİNE DOYUM OLMUYOR’’

İnci Kefali göcü Erciş’in Balık Bendi’nde ziyaretçilerine unutulmaz bir görsel sunuyor. Ercişliler yılın bu mevsiminde yurdun her köşesindeki vatandaşlara  seslerini duyurmaya çalışıyorlar. Gelin Bizim Erciş’i görün diyorlar. İnci kefali göçünü izleyin.Uçan balıkları görün. İnci Kefali’nin çay ve dere sularında görülmesi doğanın uyandığının ve yaşamın yenilendiğinin işaretidir. Bu işaretin muhteşem görüntüsü her yıl Erciş Balık Bendi’nde heyecanla beklenir. "inci Kefali" gelmez ise Bizim Erciş’e, Deliçay'a ve diğer çaylar boyunca sıralanan köylere, işte o zaman büyük sorun var demektir. Binlerce yıldır her sene bu böyle yaşanır ve doğal yaşam güvencede işte böylece sürer gider. İlahi bir yenilenmedeki bu balıklar, öyle hemen gelmezler Balık Bendi'ne. Önce denizden çay ağzına gelirler. Daha sonrada alıştıkça sodalı sudan tatlı suya, yarışmaya başlarlar yukarılara ilerlemek için. Fakat göçün tek kötü tarafı ise İnci Kefalİ'nin savunmasız olmasıdır. Bu ilahi göç sırasında İnci Kefallari su yüzeyinden giderler, sayıca çokturlar ama ne yazık ki savunmasızdırlar. Çaydan yukarılara ilerlemeye çalışırken büyük tehlikelere maruz kalırlar. Kaçak avcılar en büyük düşmanlarıdır. Hemen tepelerindeki düşmanları ise bilimsel literatürde "van Gölü Martısı" adıyla bu bölgede yaşayan martı türüdür. Bu kuş türü için "İnci Kefali" büyük bir ziyafettir. Onlardan kurtulduktan sonra yılanlar, çiyanlar ve kaplumbağalar yani her türlü canlı beslenmek için onların  düşmanı olur. Bu güzelim canlılar buz gibi soğuk suda ilerlerken Anadolu erenlerinden Haydar Baba'ya selam dururlar. Süphan DağI'na bakarak Aladağlar' a doğru keyifle yol alarak bu ilahi görevlerini tamamlamaya çalışırlar. Balık yeni günün ve yeni yılın müjdecisidir. Balıkla birlikte çocuklar ve gençler yeni bir yıla ve yeni bir hayata "Merhaba" demenin coşkusunu ve mutluluğunu yaşarlar. Nisan ve mayıs ayları aynı zamanda bir tek balık zamanı değildir. Balıkla birlikte uşgun zamanıdır, taze peynir zamanıdır, cağ, kenger ve sirmo zamanıdır. Uzun, soğuk, karlı ve hırçın bir kışın ardından gelen bu nimetler üzerine türkü söyleme zamanıdır. Ercişli Emrah'ın diyarında davul zurna eşliğinde güveng tutma, halay çekme, mendil sallama zamanıdır. Bu zamanda işte tam Bizim Erciş'te olmanın ve tam da Bizim Erciş'te yaşamanın zamanıdır. Bekleriz.(Haber:Sadiye YİGİT)